Yüzyıllardır kullandığımız ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan kâğıt, teknolojik gelişmelerin ilerlemesi ve dijital kayıtların önem kazanmasına rağmen halen en çok tercih edilen materyaldir. Kâğıdın bulunuşuna dair ilk kalıntılar günümüzden yaklaşık dört bin yıl öncesine aittir. Yapılan arkeolojik çalışmalarda rastlanan ve M.Ö. 2.yüzyıla ait olduğu düşünülen kalıntılara göre ilk kâğıt kil tablet, parşömen, ahşap tablet gibi malzemelerden yapılmıştır.
İlk Kağıt
Mısırda çokça bulunan papirüs bitkisinin saplarından ilk kâğıt üretilmiştir. İlk kâğıt üretilirken, Papirüs ’ün saplarının belirli boyutlarda kesilmiş ve dövülerek hamur haline getirilmiştir. Böylece Papirüs ’tan ilk kâğıt elde edilmiştir.
Daha sonra hayvan derilerinden yapılan ve pergament kağıdı olarak da bilinen parşömen üretilmiştir. Parşömen bugün bile kullanılan uzun süre dayanıklı yazı yazmaya ve resim yapmaya uygun bir kâğıt çeşididir.
Bugünkü kâğıt hamurunun M.S. 105 yılında Çinli bir saray çalışanı olan Caiz Lund tarafından bulunduğu kabul edilmiştir.
Kâğıt Tarihi
Ek bilgi olarak, Orta Asya’da yapılan arkeolojik çalışmalarda M.S. 3. ve 7. yüzyıllarda da dut ağacı kabuğu, kenevir, kendir ve pamuktan yapılan kâğıt bulgularına rastlanılmıştır.
Herhangi bir şey okurken hepimizi bu yazı ya da görsel çalışmaların hangi aşamalardan geçerek bize ulaştığını düşünmüşsünüzdür. Kâğıdın icadından bugüne bu süreçler matbaanın icadı ile birlikte dönüşüme uğraşmıştır. Günümüzde yazı ve görsel çalışmalar kâğıdın yanı sıra matbaa teknolojilerinin gelişimi ile birlikte neredeyse her yüzeye basılabilir hale gelmiştir.